‘Keyfi ve şahsa özel düzenlemelerle TBMM’yi oyuncak yaptılar’
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, TOBB ve meslek kuruluşları kanununda yapılan değişiklik teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesi hakkında açıklama yaptı. Uysal, “Keyfi, şahsa özel düzenleme teşebbüsleriyle, TBMM’yi oyuncak yaptılar” dedi.
Genel Kurulda kabul edilen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna göre; milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimlerinde adaylık için görevinden ayrılan odalar ve borsaların birlik başkanı ve birlik yönetim kurulu üyeleri ile oda ve borsa yönetim kurulu başkan ve üyeleri; esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşları genel başkan ve başkan ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, seçilemedikleri takdirde, en geç Yüksek Seçim Kurulunca seçim sonuçlarının ilanını takip eden bir ay içinde eski görevlerine dönebilecek.
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, yaptığı yazılı açıklamada aslen bu değişikliğin uygulanamaz olduğunu belirterek şunları ifade etti:
“Anayasamızın 67. Maddesi’ne göre; bu değişiklik önümüzdeki seçimlerde uygulanamaz!”
İktidarın, TBMM’de kabul edilmiş olan TOBB ile alakalı teklifi, bizim nazarımızda akılla, hukukla ve hakkaniyetle bağdaşmaz niteliktedir.
İlla ki böyle gibi bir değişiklik yapılacaksa da “şahsa özel” olduğu aşikar bir teklif değil; Seçim Kanunu’nda “görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmak zorunda” olan herkes için “geri dönüş” imkanı -aynı koşullarda- sağlayan bir düzenleme yapılmalıydı. Kanunlar belirli bir grup veya zümreyi değil, aynı koşullardaki herkesi kapsamalıdır.
Anayasamızın 67. Maddesi “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.” demektedir. İktidar bu teklifle tam anlamıyla “arkadan dolaşarak”, zımnen Seçim Kanunu’nda bir değişiklik yapmıştır.
Üstelik arkadan dolanarak yapılan bu kanun değişikliği, içinde bulunduğumuz siyasi rejimin “keyfi bir düzen” olduğunun net bir kanıtıdır. Keyfi, şahsa özel düzenleme teşebbüsleriyle, TBMM’yi oyuncak yaptılar.
Dolayısıyla Anayasamızdaki maddeye göre, bu değişiklik önümüzdeki mahalli idareler seçimlerinde “aslen” uygulanamaz!
“TOBB mensuplarının kazanamamaları halinde yeniden o makamda adaletle hükmedeceği nasıl iddia edilebilir?”
Görmekteyiz ki iktidar, adaletten korktuğu kadar adil rekabetten de korkmaktadır!
İl ve ilçelerde bulundukları makamların “sosyal” ve “maddi” nimetlerinden yararlanarak aday olacak ve akabinde aynı koltuğa geri oturacak TOBB mensuplarının kazanamamaları halinde yeniden o makamda adaletle hükmedeceği nasıl iddia edilebilir?
Bu teklif nihayetinde; oda ve borsalarda hizmetler, hitap edilen gruplara dair vaatler ve çözümler değil siyasi partiler yarışır hale gelecektir.
İktidarın bu teklifi, siyasi partilerin teşkilatlanmasında il başkanlıklarının, ilçe başkanlıklarının yanında bir de “oda ve borsa başkanlıkları” kurulması demek olarak da yorumlanabilir.
“STK’ların imkanlarından yararlanma hinliği ile böyle bir teklifi Meclis gündemine getirmişledir”
İktidar aday seçimlerinde yaşadığı sorunu da kabul etmiştir. “Vekili başkan yap, başkanı vekil yap” döngüsü ile idare edemeyeceğini anlayınca STK’ların imkanlarından yararlanma hinliği ile böyle bir teklifi Meclis gündemine getirmiştir.
Bu iktidar her şeyde olduğu gibi siyasette de “tüketici” konumundadır! Boyuna adam harcamaktadır.
“Kara komedi uyarlaması gibi”
Bu gerçekler bir köşede dururken; Türkiye’nin lider sivil toplum örgütü TOBB Başkanı’nın bu yasa teklifi ile ilgili yaptığı “Oda-Borsa-Birlik Başkanlığı görevimizle siyaset arasındaki ayrım kesin bir çizgiyle belirlenmiş durumda ve böyle kalması gerekiyor” şeklindeki açıklaması da adeta bir parodi hesabın yayını gibidir. Zira ülkemiz kademe kademe “Keyfi bir Yönetim”e geçerken zaman zaman alenen alkışlamış, ülke tarihinin en büyük ekonomik çöküşünü yaşarken de ancak yasak savma kabilinden açıklamalar yaparak çanak tutmuş, iktidara angaje olmuş TOBB’un Başkanı şahsındaki bu açıklaması, adeta bir kara komedi uyarlamasını, bir zaytung haberini andırmaktadır.
“Samimiyetsizliklerinin ifadesi”
Geçmişte Ana Muhalefet Partisi liderine, kendi bulunduğu konumu unutup iktidar siyasetine su taşıyacak biçimde sözler söyleyen, bu şekliyle, zaten siyasette bir taraf olan TOBB Başkanı’nın sureti haktan görünüp “teklif geri çekilmeli” demesi, temsil ettikleri kitlelerin hukukunu bile siyasete angaje olmaları dolayısıyla korumayan STK temsilcilerinin yeni makam umudu ile ülkedeki ekonomik değer zincirleri çökerken yorum dahi yapamaması garabetin dibidir ve samimiyetsizliklerinin ifadesidir.
TOBB Başkanı ve yöneticileri gibi, ekonomik sorunu en çok hisseden esnaflarımızın bağlı bulunduğu örgütlerin, çiftçimizin sesi olması beklenen odaların, memur ve işçi ile iktidar arasında hakem olması gereken meslek örgütlerinin tepe isimleri, iktidar ile iltisakları, akrabalık bağları, siyasi kaygıları nedeniyle susmayı tercih etmişlerdir. Malumunuz, sükut ikrardan gelir!
“Sorumluluk sahanızda neyi çözdünüz, sahada ne çözeceksiniz?”
Sorumluluk sahalarında, sorumlu oldukları kitlelerin hakkını savunmakta biçare yöneticiler vatandaşa neyi vaat edecektir?
Adım adım iktidarın sultasında iş görmeye başlayan birçok iş ve meslek örgütü son 16 yılda sorumluluk sahasında, yöneticisi oldukları oda ve borsalara bağlı kitlelerin hangi sorunlarına “iktidara rağmen” ses çıkarmış, tabanın sesi olmuştur? Elbette bunun cevabını kısmen biz ama en çok bu oda ve borsalara kayıtlı olan insanlarımız verecektir.
Tüm bu şartlarda sorun çözme kabiliyetinin önüne şahsi beklentileri geçen ve kendini çok iyi bilen birçok ismin aday olacakları il ve ilçelerdeki görevi ne olacaktır?
Bir kez daha görüyoruz ki; ilkelerle değil isimlerle siyaset yapan, popülizmi hat safhada kullanan iktidar partisi, burada da popülist bir gaye gütmüştür.”