‘Yeniden Kuruluş!..’ diyen bir AKP ve adam yerine konmak…

15.02.2021
A+
A-

AKP ve yandaşlarının reform, değişiklik, yeniden kuruluş dedikçe düne kadar savunduğu anayasayı değiştirmek istemesi, kaybettiğimiz 13 canımız ve Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın kimlere ne fayda sağlayacağı konusundaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum sizlerle.

***

Yeniden Kuruluş Anayasası..

ABD’de Biden’in kazanmasının ardından AKP sürekli reform diyor, değişiklik diyor, farkında mısınız? ABD’de CIA ile anlaşıp AKP’deki ve devlet yönetimindeki tüm isimleri veren Rıza Zarrab’ın dosyasına ilerlemesini engelleyici biçimde baskı kuran Trump seçimi kaybedip, AKP Hükümeti için olumsuz düşünceler besleyen Biden seçimi kazanınca; AKP çok daha önceleri kendisi için zaten başlattığına inandığım ekonomi ve hukuk reformunu telaffuz etti. Önce Merkez Bankası Başkanı, ardından da Hazine ve Maliye Bakanı görevden alındı. (Pardon affını istemişti!)

***

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ne hikmetse birden, “Adalet Bakanı” olduğunu hatırladı ve efelik lafları etmeye başladı. HSK, ansızın Osman Kavala’yı tutuklayan ve tahliyesini reddeden tüm hakimlerin listesini istedi. Ama ne hikmetse rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun suikastının faillerinin hepsinin cezasını çekmesi için bir şey yapmadı. Hükümetin tüm kademelerindekiler gibi genel başkanlarına biat ederek görev yapanlardan olan Abdulhamit Gül, Cemil Çiçek, Bülent Arınç sırayla sahneye çıkıp konuştu ve biz bu iktidarda olmak için her şeyi yapabilirizi gösterdiler bize.

***

Ekonomi reformu adı altında daha kimleri görevden alacak, hukuk reformu adı altında daha kimleri parmaklıklar arkasından çıkartacaksınız kim bilir. Ne KHK’lar çıkarıp kimlerin canının yandığını, kimlerin ne faydalar sağladığını göreceğiz kim bilir…

***

Şimdi de sıra tek adam düzeniyle devam etmek isteyenlere çanak tutanlar ile birlikte Anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilmesini gündeme getirmeye geldi. Adına “Yeniden Kuruluş Anayasası” dedikleri bir değişiklik bu…

1982 yılında halk oylamasına sunulan ve kabul edildikten sonra üzerinde defalarca değişiklik yapılan Anayasa’nın ilk dört maddesini hatırlatmak isterim size:

Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

Madde 4: Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

***

Evet. İlk 4 madde hükümleri kesinlikle değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

Devlet Bahçeli; “Bütün partilerin Anayasa’nın ilk dört maddesine bağlı bir tutumla bir araya gelmesi milletin talep ve beklentisidir.” dedi. Ali Babacan, ileride “zemin ve şartlar daha uygun olduğunda” Anayasa’nın ilk dört maddesi üzerinde de konuşulabileceğini söyledi. Bu cümleleri nasıl sarf edebilirsiniz? Daha üç yıl önce kararlılıkla savunduğunuz Anayasayı, şimdi niye değiştirmek istiyorsunuz?

MHP’liler, DEVA’lılar ve hatta bazı AKP’liler, “Anayasanın ilk dört maddesi değişmez çizgimizdir.” naraları atıyorlar. Her parti de olduğu gibi “Düzen” hep aynı. En üst kademede belirlenen strateji, hedefler ve onlara ulaşmak için uygulanacak eylemlerden tabanın, orta kademenin ve hatta bazı üst kademedekilerin haberi yok. Bu ülkenin kurulması için canını veren, kanı dökülen binlerce şehit ve ardından Cumhuriyet’in ilanı. Anayasanın yıllar ilerledikçe son halini alması. AKP’nin 19 yıllık iktidarının başlamasıyla artan şehit haberleri. Gittikçe yoksullaşan halk. Söylemlerinde halkla dalga geçen yöneticiler. Üç maymunu oynamaktan vazgeçin artık; gerçeği görün..

“Ekonomi ve Hukuk Reformu” kimin için?

“Yeniden Kuruluş Anayasası” kimin için?

Laiklik’ten Atatürk’ten nefret ediyorsunuz. Kininiz yıllardır bitmek bilmiyor..

Siz reform, değişiklik, yeniden kuruluş dedikçe asıl işinizi yapmıyorsunuz. Evlatlarımıza sahip çıkmıyorsunuz. Analarımız ağlamaya devam ediyor, hem de bu sefer hiç susmayacak biçimde..

***

Kaybettiğimiz 13 can…

Devleti tarafından adam yerine konmayı bekleyen 13 can!.. 13 hayat!.. 13 şehit!.. verdik Gara’da.

Devletin kapısında adam muamelesi görmek isteyen yurdum insanının; ışıkları yanarken dışarıdan aydınlık görünse de içleri acıdan kararan evlerine yenileri eklendi…

Yıllar önce kaçırıldılar. 6 yıl boyunca kurtarılmayı beklediler. Anneleri evlat nöbetine çıkıp, devletten evlatlarını istediler. Ülkemizde güvenliği sağlamaktan sorumlu, tek vazifesi bizim can ve mal güvenliğimizi tesis etmek olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Murat Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün.” dedi. Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar ise Haziran 2019’daki soru önergesine verdiği yanıtta; “Terör örgütleriyle mücadeleye yönelik keşif, gözetleme ve operasyonel faaliyetler azim ve kararlılıkla devam etmektedir” dedi. Canlarımızı kaybettikten sonra da, “Vatandaşlarımızı şehit eden teröristler öldürüldü.” dedi.

6 yıldır kayıp olan bu askerlerimiz için sesi çıkmayanlar, annelerinin ailelerinin sesini duymayanlar, verilen 6 soru önergesini reddedenlerin sesleri ancak çıkmaya başladı.

Her konuşmasında AKP Genel Başkanı olarak konuşma yapan, her şeyi ben yapıyorum edasıyla PTT’nin Ayçiçek yağı satışını bile açıklamaktan memnuniyet duyan, Esma için hüngür hüngür ağlayan, Arap kralı için yas ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü PKK tarafından esir alınan 13 vatandaşımızın kurtarıldığı müjdesini mi verecekti? Ama konuşamadı, şehitlerimizi de konuşmadı, ’13 canımız gitti’ diyemedi. Şehitlerimizi Malatya Valisi açıkladı.

İmralı’daki bebek katilinin kardeşi Osman Öcalan’ı TRT’de konuşturan bir zihniyetin Bakanları olarak şehit olmadan önce kurtarmalıydınız evlatlarımızı. Şehit olduktan sonra konuşmanız yaralarımıza merhem olmuyor ki. Anaların yüreğinin kanamasını durdurmuyor ki. Çözüm süreci diye tutturduğunuzda Karayılan’ın PKK’sına şehirlerimiz teslim edilmişti; Murat Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya böleceğinize nasıl inanacağız biz şimdi!..

Ruhları şad, mekanları cennet olsun aslanlarımızın. Biz şehitlerimize haklarımızı helal ederiz ama o 13 şehit, 13 ana, gitme baba diye ağlayan çocukları sizleri affeder mi, haklarını helal eder mi bilmem?

Evet siz reform, değişiklik, yeniden kuruluş dedikçe asıl işinizi yapmıyorsunuz ama ne hikmetse sessizce hep birilerinin işleri ilerliyor!

Keşfedilen doğalgaz kimlere ne fayda sağlayacak…

sonhaber16.com’daki 06.07.2020 tarihli “Yine özelleştirme, yine AKP…” ve 20.08.2020 tarihli “Yiyin efendiler yiyin!..” başlıklı yazılarımda 03.06.2020 tarihinde Resmî Gazete’de yer alan 2186 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile TCDD Genel Müdürlüğünün bağlı ortaklıkları olan Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii A.Ş. (TÜLOMSAŞ), Türkiye Vagon Sanayii A.Ş. (TÜVASAŞ) ve Türkiye Demiryolu Makinaları Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş. (TÜDEMSAŞ)’ın birleştirilerek Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş. (TÜRASAŞ) adı altında İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT) statüsünde birleştirildiğini yazmıştım. Kararla birlikte birleştirilen üç kamu şirketinin hak ve yükümlülükleri, taşınır ve taşınmazları ve personelleri TÜRASAŞ’a devrolunacağı bilgisini vermiş, tüm bu olanların nedenini sorgulamıştım. ‘AKP raylı sistemlerimize gözünü dikti’ demiştim.

Raylı sistemlerimize gözünü diken AKP, şimdi de doğalgazımıza mı gözünü dikti?

Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre, Karadeniz’de keşfedilen 405 milyar metreküplük rezerve sahip doğal gaz sahasını işletmek üzere Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) bağlı ortaklığı Turkish Petroleum Overseas Company Limited (TPOC) tarafından üç yeni şirket kurulması kararlaştırıldı. Kurulacak üç şirketin toplam kuruluş sermayesi 1 milyar 653 milyon 500 bin dolar olacak.

***

Kurulacak bu üç şirketi öğrendikten sonra şu soruları sormaktan kendimi alamadım:

  • TPAO, BOTAŞ ve TPOC bugüne kadar çalışıyordu da şimdi mi çalışmıyorlar?
  • Ne değişti de üç şirket kurulması gerekti?
  • Üç şirketi kurmaktaki asıl amaç nedir?
  • Bu işten kim kazançlı çıkacak?
  • Milletim bu şirketlerden gerçekten kazançlı çıkacak mı?
  • TÜRASAŞ’ın ardında Katar gizli ortaklığı var diye konuşuluyor. Bu üç şirketin ardında da Katar mı var?
  • Merkezi Ankara’da olacak denen TÜRASAŞ’a bir adres bile belirlenmemişti. Açılacak bu üç şirket içinde böyle mi olacak?
  • TÜRASAŞ’da olduğu gibi atamalarda yine AKP’li isimler mi öne çıkacak?
  • Şirketlere malzeme ve hizmet sunan tedarikçilerin durumu ne olacak?

***

Bülent Ecevit, bir mitinginde, “Bu düzen değişecek” dediğinde bir vatandaş, “Düzen hayatından memnun, düzülen ne zaman değişecek?” diyeli 23 yıl oldu. 23 yılın 19 yılında yönetim hep tek eldeydi ve değişen bir şey olmadı!

***

Adam yerine konmayı bekleyen milyonlarca yurdum insanı; Değiş artık..

Gerçeği görüp görmezden gelmek, gerçeği duyup duymazdan gelmek, gerçeği bilip bilmezden gelmek ve hiçbir şey yapmamak olmaz.

Evinde kal Türkiye’m ama üç maymunu oynama lütfen…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.