Yerel seçimlerde İstanbul’u kim alacak?

09.11.2018
A+
A-

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri, Başkanlık sisteminin kendi gücünü sınayacağı, test edeceği, yapısal değişikliklerini yerelle bütünleştirmek ve hakimiyetini garantilemek adına çıkacağı ilk siyasi arena olacak hiç şüphesiz ve AKP tarafından  mutlak galibiyet için  tüm imkanlar kullanılacak, manevralar denenecektir.

Öncelikle eldeki doneleri iyi okuyor olabilmek önemli. Değerlendirme ve senaryolar  hem bölge bazında, hem de parti bazında olmalı. Biliyoruz ki İstanbul tüm Türkiye seçmen kitlesinin % 19’na karşılık gelen 10,5 milyon seçmen kitlesiyle dengeleri alt üst edebilecek potansiyele sahip bir metropol.

İstanbul bölge bazında 2015 ve 2018 genel seçim sonuçlarına baktığımızda; MHP’nin  AKP üzerindeki politik etki alanını genişletmek istemesi  ve dolayısı ile  kendi adayları ile sahalarda olacağı kabulünden yola çıkarak, 31 Mart 2019 Mart Yerel Seçimleri’nde HDP ile dengeli bir ittifakın ve/veya denklemin içinde olmayan ne muhalefet ne de iktidar kanadı İstanbul için mutlak galibiyeti hedefliyor olamaz. Gayrısı saz çalmak olacaktır. Her parti – muhalefet olmaktan çıkıp iktidarı hedefleyenleri kast ediyorum –  İstanbul’u bu denli ciddiye alır umarım .

Boşuna değil Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’u kazanamazsak Türkiye genelinde kaybederiz” söylemi…

2015’den 2018’e genel seçim sonuçları incelendiğinde;

  1. CHP + HDP oylarının toplamı 2015 genel seçimlerinden 2018 genel seçimlerine % 42’den % 39’a gerilemiş görülmektedir. Ancak 31 Mart 2019 için bu iki parti toplam oyunun AKP’yi  zorlayacağı olasılığını çok kuvvetli buluyorum.
  2. İYİ Parti oyları CHP’ye yelken açar ve CHP ittifak senaryolarını rasyonel bazda yapabilir ise AKP yine köşeye sıkışacak gibi duruyor.

Bu iki olasılığı MHP’nin güçsüz aday çıkarması üzerine kurguladım.

Tablo I : İstanbul bölge ve partiler bazında 2015 ve 2018 % oy oranları ve değişimleri

Tablo I : İstanbul 2018 genel seçim bölge ve partiler bazında oy dağılımı

Partiler kanadında durum çok netlik kazanmamış olsa da;

İYİ PARTİ    

Dün itibari ile gayrıresmi yayın organları aracılığı ile  Meclis’e girmiş isimlerin de arasında bulunduğu belediye başkan adayları  için tertiplediği bir  kamuoyu yoklaması ile gündeme oturmaya çalıştı.

İYİ Parti kanadında manevra ve hedeflerini kestirmek çok güç. Zira kilit bir role sahip HDP ile yan yana gelmeyeceği de, anılmak istemediği konusunda da net tavır içerisindeler. Dolayısı ile İstanbul’da  neye talip oldukları konusunda hiç net değilim. Genel seçimlerde hedeflemesi gereken kesim AKP seçmeni olması gerekirken, CHP ‘nin Ulusalcı-Kemalist kanadından oy kayması suretiyle aldığı oyları düşününce, bu hibe oylardan hatırı sayılır kısmının tekrar yuvaya yani CHP’ye geri döneceğine inanıyorum. Diğer taraftan umut ettiği  MHP seçmeninden alamadığı destek ve seslerini duymakta hiç zorlanmadığımız küskünler ordusunu arkasına aldığı gerçeği, İYİ Parti’nin ciddi oy kaybı yaşayacağına işaret ediyor.

Meral Akşener rüzgarına kapılıp çıkış beklentisinde olan CHP’nin ulusalcı kıyı şeridi seçmeninin ciddi bir kısmı İYİ Parti’ye oylarını verdi. Ancak hayaller ve gerçekler farklı oldu. CHP’nin güçlü olduğu yerelde İYİ Parti’ye oylarının kayması AKP’nin bu ilçelerde öne geçmesine ve/veya denge sağlamasına neden oldu. Şimdi papaz her zaman pilav yemez diyebilir mi Ulusalcı –Kemalistler?

Nasıl şekilleneceğini bilmediğimiz ve dolayısı ile önümüzdeki yerel seçimlere nasıl yansıyacağını kestiremediğimiz diğer bir denklem ise İYİ Parti – MHP arasındaki denge ve geçişkenlik.

İYİ Parti için söyleyebileceğim tek şey, CHP ile yapacağı olası yerel ittifaklarda HDP’nin denklem dışı tutulmasını CHP’nin göze almayacağı gerçeğidir.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)

Her zamanki gibi sistemli çalışacaklar, mutlak galibiyet yolunda her yol mubah olacak ve var güçleri ile devletin tüm imkanlarını arkalarına alarak tüm teşkilatları ile sahalarda olacaklar. Sokaktakinin tepkisinin sert olacağından eminler. 16 yılın vermiş olduğu yıpranmışlığı hissediyorlar.

Hantallaştıklarını, kontrol edilemeyen / ettirilmeyen bir güce sahip olduklarını biliyorlar. Agresifler ve bunun üzerine bir de içinden çıkamadıkları ekonomik problemler var. Bu sefer Erdoğan’ın partisinden bağımsız kendi üstünlüğü yeterli olmayabilir, umdukları çıtayı yakalayamayabilirler. Zira artık bu memlekette “Açlık Oyunları” başladı. Bunlar dezavantajları, ivme kaybı yaşatacaktır eminim.

Diğer yandan, talip oldukları diğer muhalefet partileri gibi o-bu-şu partinin oyu değil, kendi seçmenini istiyor ve ona talipler. Bütçe problemleri yok.

FETÖ darbe girişiminden izleyen süreçte MHP’nin desteği ile, iktidar gücünü garantileyen AKP ve RTE, 31 Mart seçimlerine  MHP ile ele ele olmayacak, bir denklemin içinde olmayacak ancak CHP gibi AKP’nin de, HDP ile fısıldaştıkları muhtemeldir ki bu işin matematiğinin onlar da farkındalar. Masaya oturmaları beni şaşırtmayacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)

CHP’nin ittifak denkleminde ise İYİ Parti ve Saadet Partisi var ancak HDP’nin de oylarına mutlak gereksinimi var. HDP olmadan İstanbul’u kazanması mümkün olmadığını gayet iyi biliyor, hatta aday seçiminde buna çok dikkat edeceğini düşünüyorum.

24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Meral Akşener’in kalması durumu üzerine kurgulanan senaryoda HDP’nin oylarının kesin Meral Hanım’a geleceği halüsinasyonu ile bir seçim algısı yürütüldü, komedi elbette. Ancak CHP bunu göze almayacaktır yani biz aday gösteririz HDP desteklesin söyleminin işe yaramayacağını gayet iyi biliyorlar. Öyle ya da böyle dolaylı veya dolaysız HDP ile masaya oturacaklar. Ve Kürt kesiminin de sempatisini kazanacak, kabul edilebilir bir aday profilinde mutabık kalacaktır CHP yönetimi.

Ve diğer tüm partiler gibi CHP’nin de dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise, 10,5 milyon İstanbul seçmeninin (TR seçmen havuzunun % 19’u ) sadece 9,3 milyonu oy kullanmış (geçersiz 149 bin). Kullanılmayan oy sayısı 1,3 milyon ki İstanbul seçmeninin % 12’si.

İstanbul’da  kullanılmayan oylara karşılık gelen % 12’yi kim hedefliyor? Bu kilit sorulardan bir tanesi olarak karşımızda duruyor. Kaldı ki, fısıltı gazetesinden duyduklarım özellikle CHP ve İYİ Parti seçmeninin yaşadıkları hüsran ve ortada bırakılmışlık hissinden dolayı oy kullanmama yönünde karar verebilecekleri yönünde.

***

Sonuç olarak, her bir bölgesinin kendi başına büyükşehir statüsü taşıması dolayısı ile çoklu denklemlere hazırlıklı olmalı partiler. Her bölge her ilçe kendine özgü ekonomik, ideolojik, dini, etnik  üstünlükleri barındırmakta ve bu çeşitlilik ittifaklaşma anlamında  muhalefet için büyük bir avantaj oluşturacak iken, sırf balon egoları yüzünden AKP bugün 3 bölgede de açık ara önde.

Evren boşluk kabul etmediği gibi  tarih de  yanlış adamlarla doğru bir hedefe varabilen kimseyi kaydetmemiştir. Ben şahsım adına hedef söylemleri ve adımları çelişen hiçbir yapının yanında olmayacağım, sevdiklerimin de kandırılmasına müsamaha göstermeyeceğim.

Bu hepimizin elinde, unutmayın…

Sevgiyle…

YORUMLAR

  1. Ulviye NUHOĞLU dedi ki:

    En kötü seçimlerden biri olacak,

    -SECMEN SAŞKİN ORDEK GİBİ
    Akp bitik , halkı yordu,ekonomik kriz, gemiyi karaya oturttu ama,

    -MUHALİF SEÇMEN GONLU YARALİ,GUVENSİZ,24 HAZ.TRAVMASİ Atlatildimi?Sandığa gitmek içinden gelmiyor!REJİM DEĞİŞTİ.

    -SANDİK GUVENLİGİ YOK.