Yeşil Beyazdan, Siyaha…

28.05.2022
A+
A-

‘Futbol borsada değil, arsada güzel…”

Milli Takım ve Galatasaray’ın ‘’Çizgi Metin’’ unvanlı efsane futbolcusu, rahmetli Metin Kurt’un futbol üzerine günümüze dek anlamını yitirmeyen özdeyişi… Futbolumuzun içine düştüğü durumun kısaca özeti, bu 5 kelime…

Ankara ‘19 Mayıs Stadyumu’, geçmişi ile Cumhuriyetimizin sembolü olmuş, tarihi bir spor alanıdır. 1936 yılında açılışı yapılan bu tarihi mekan, maalesef birçok stadımız gibi 2018 yılında hiç uğruna yerle bir edildi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetimizin kuruluş aşamalarında emeği geçen devlet büyüklerinin de katılımı ile gerçekleştirilen resmi devlet törenleri, 19 Mayıs Stadyumu’nda gerçekleşmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1938 tarihinde düzenlenen ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ törenini, manevi kızı ‘Ülkü Adatepe’ ile birlikte burada kutlamıştır.

Ankaragücü, Gençlerbirliği ve milli futbol takımımızın maçlarını oynadığı bu saha, futbol tarihimizde birçok tarihi başarıların ve sevinçlerin yaşandığı bir yer olarak zihnimizde yer almaktadır.

Aynı zamanda resmi bayramlarımızı kutladığımız, benim de okul yürüyüş etkinliklerine katılarak birçok anımın geçtiği özel bir yer.

19 Mayıs Stadı’nın yan tarafındaki toprak sahada, ‘Ankara Gazi Lisesi’ adına 1978’li yıllarda oynadığımız, liselerarası futbol maçlarını unutmak mümkün mü?

Ankara, Bozkurt Mahallesi’nden Ercan Serin’ler Abimizin oynadığı futbol maçlarını seyretmek, bizlerin en güzel anlarıydı… Maç izleyen kadromuz; Muammer, Naci, Gürsel, Göksel, Abdullah, İsmet, Celal, Yılmaz Abim ve rahmetli Nazım Kardeşimiz…

Bizler, sevgili Ercan Abimize uğur getirirdik ki, Sitespor’un birçok maçını birlikte kazandık… Maçlar toprak sahada oynandığı için, rüzgarlı havalarda toz içinde kalırdık. Futbol, oyuncular için zemini açısından oldukça zordu. İnanın, o günlerin maç izleme keyfini; yani, eski 19 Mayıs Stadyumu’nun ‘amatör ruhunu’ hiçbir daim unutamam.

1970’li yılların ortalarından itibaren, maçlara gittiğimizde paramızın yettiğince, ekmek arası ‘tükürük köfte’ yiyebilmek, bizler için lüks otellerdeki yemekler gibi değerliydi…

19 Mayıs Stadı ile bizlerin oturduğu, ‘Roma Hamamı Lojmanları’ arası yaklaşık 2 km. olduğundan gece maçlarında atılan gollerin sesi, dinlediğimiz radyodan daha önce evimize gelirdi… Radyo başında maçları heyecanla takip etmek ayrı bir güzellikti bizim için…

Ankara 19 Mayıs Stadı, tüm anıları ile birlikte Cumhuriyet tarihimizin simgelerinden olduğu halde, diğer şehirlerimizdeki stadlar ile birlikte yıkıma uğradı… Bursa dahil ‘Atatürk’ unvanına sahip bir çok stadın ismi ve yerleri değiştirildi!!!

Bursa’da, 1948 yılında açılan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yapımı için 1.000 Lira bağışta bulunduğu ‘Bursa Atatürk Stadı’nın 68 yıl aradan sonra 2016 yılında yıkılması kabul edilemez bir durumdur…

Bursa’da tarihi ‘Bursa Atatürk Stadı’ ile ‘Atatürk Spor Salonu ve kompleksi’ yıkılarak, resmen ‘kıyıma uğratılarak’ alakasız yerlere taşınmaları, ruhumuzu ve vicdanlarımızı sızlatmıştır.

Ülkem genelinde, ‘ATATÜRK isimleri değiştirilen’ stadlarımız; Bursa Atatürk Stadı, Antalya Atatürk Stadı, Afyon Atatürk Stadı, Eskişehir Atatürk Stadı, Antakya Atatürk Stadı, Konya Atatürk Stadı, Sakarya Atatürk Stadı, Rize Atatürk Stadı, Diyarbakır Atatürk Stadı, Giresun Atatürk Stadı, Kayseri Atatürk Stadı, Elazığ Atatürk Stadı…

Bu stadların yerlerine, kapasiteleri yüksek ve bir o kadar da modern futbol sahaları yapılması, nedense futbolumuzu tam tersi geriye götürmüştür. Demek ki, tesis yapmakla, ‘zihniyet/sistem’ değişmediği süreçte  futbol ileri gidemiyor… Bu bilince halen ulaşamadık. Stad yaptık ama, çimlerine iyi bakım yapamadığımız için, yer yer topraklaşan alanlar oluştu.

Bursa’nın göbeğine, çok modern futbol tesisi yaptık ama, nedense üst üste küme düştük… Her daim olduğu gibi, ‘kirli siyaset’ örümcek ağlarını örerek, diğer branşlarda olduğu üzere, futbolda da çirkin yüzünü gösterip, ülke futbolumuzun yerlerde sürünmesine sebep oldu.

Futbol dahil birçok spor alanında işin ehli olmayan, sporun içinden gelmeyip, profesyonellikten uzak, tamamen siyaset ve sermaye odaklı kişilerin yönetimindeki federasyon başkanları yüzünden, futbolda gerilememiz düşündürücüdür. Hayatında ayağı topa değmemiş kişilerin, futbolu yönetmeleri doğanın kanununa aykırıdır. Futbol dahil bir çok spor branşı ne yazık ki kirli siyasetin elinde oyuncak olup, kulüplerin sonunu hazırlamıştır.

1980’lerin başlarında Bursa’da amatör ligde ‘futbol hakemliği’ yaptığım günlerde, çalışmalarımızı ‘Bursa Atatürk Stadı’ içinde yaparak o hissi alan bir kişi olarak, tarihi kimliğiyle geçmişi simgeleyen bu tesislerin yıkılması benim gibi bir çok kişiyi de üzmüştür.

ATATÜRK isminin statlardan sökülüp atılmasının mutlaka bir siyasi ve toplumsal amacı olmalıdır. Bizlerden, gerekli tepkiyi hissetmeyen siyaset; bu yöntem ile daha birçok konuda da ‘aynı yola başvurmakta’ sakınca görmemektedir. Bu tür kötü örnekler bilinçli bir şekilde yıllardır gözlerimizin içine baka baka gerçekleştirilmektedir.

Bursa’da yıkılan stat, maalesef yine şehrin göbeğine, şehrin en uygunsuz yerine yapılarak zaten kötü olan trafiği, maç günlerinde olumsuz etkilemesi ayrı bir sorundur. Hemen yanına, hastane inşaatına başlanması garip bir durumdur.

Bursa, tüm dinamikleri ile birlikte olup, futbol tarihimizde 2009-2010 sezonunda Süper Lig Şampiyonu olan bu takımın, 2021-2022 sezonunda arka arkaya TFF 2. Lige düşmesi/düşürülmesi sosyolojik ve toplumsal bir vaka olarak ele alınması gerekir. Futbol tarihimizde başarıları ile anılan Eskişehirspor’un da üst üste ligden düşmesi bana çok ilginç gelmiştir.

Kendilerine menfaat ve unvan edinmek amaçlı spor kulübü başkanlarının en bariz kötü örnekleri maalesef Bursaspor’un başına gelmiştir. Kötü yönetilmenin sonucu elbette küme düşmektir… İnanıyorum ki ‘Vakıfköy Ruhu’ tüm şehir dinamiklerini yola getirerek, tekrar eski başarılı günlere dönülecektir.

Bursa olarak, belki de bu sahaların yıkımın vebalini 2. Lige düşerek, ödemekteyiz… Küme düşmede payı olan, başta kulüp başkan ve yöneticileri, futbolcular, siyasiler, şehrin ileri gelenleri ile bizler de elbette hesap vermeliyiz.

Futbolda dibe vurduk desek hatalı olmaz. A Milli Futbol Takımımız UEFA Uluslar C Ligine düştü, Dünya Kupasına katılamadı. Futbol takımlarımız, şampiyonlar ligine iki takımla ve direkt katılım yerine tek takım ve eleme gruplarına kalma durumuna düştük. Yönetim beceriksizlikleri yüzünden, UEFA nezdinde birçok futbol takımımız kural ihlalleri sebebiyle ceza aldılar.

Altyapıya önem vermeden yabancı futbolcu sevdası, ekonomik açıdan sürdürülebilir bir olgu yaratamaz. Sahaya çıkan oyuncuların çoğunun yabancı olmaları güzel ülkemin ve kulüplerin ‘bekası’ için hayırlı değildir. Gereksiz dış transfer borçlanmasına gidilerek, artan döviz kurları, futbol takımlarını ‘batma’ noktasına getirmiştir.

Futbol takımlarımızın bazıları, kamu bankalarından yüksek miktarda finansal destek alarak borçlarını öteleyerek nefes almak zorunda kaldılar. Ekonomik olarak iflas eden kulüplerimiz, sistem ve siyaset  yüzünden yabancı futbolcu mezarlığına dönüştüler.

Basketbol, voleybol, boks, güreş ve tekvando vb. dallardaki tarihi başarılarımız ile gurur duyarken, futboldaki başarısızlık düşündürücü ve üzüntü vericidir. Bu konuda siyasi irade, muhalefet ve tüm spor bileşenleri el birliği ile çözüm üretmek zorundadır.

Arkadaşım, Ali Küçüksarı’nın sözleri, bizlerin düşüncelerimizi en iyi şekilde anlatmaktadır;

Bursa Atatürk Stadyumu’nda şampiyon olup, bir devri kapattık ama Atatürk Stadyumu’nun yıkıldığı gün küme düştük biz!  Mücadele edenlere destek olmayıp sesini çıkarmayanlar, hatta kafasını kuma gömüp, tribünlere yeni liderler atayanlar, kına yakın olur mu!”

Küreselleşme ile birlikte spor zevkimiz de köreltildi. 1970’li yıllarda siyah/beyaz tek kanaldan, zevkle seyrettiğimiz futbol seyir zevki ne yazık ki kalmadı…

Devlet destekli ‘şans oyunları = kumar’ ile genç yaşlardaki çocukların dahil edildiği ‘küresel oyun tuzakları’, futbol ruhu yerine para kazanabilme oyununa düşürülmektedir. Harçlıklarından keserek, sırf kazanabilme uğruna ‘tuttukları takım aleyhine’ bile oyun oynayan gençleri gördükçe, bizlerin toprak sahada ve yağmur altında seyrettiğimiz futbol zevkimizin ne kadar samimi olduğu ortadadır.

Ne acıdır ki…

Siyaset eliyle oynatılan şans oyunları, futbol seyir zevkine üstünlük sağlamıştır…

Evet; ‘Futbol borsada değil, arsada güzel…’

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

  1. Veysel Budak dedi ki:

    Değerli kardeşim Tansel Saylı kalemine sağlık.Sporcunun Zeki,Çevik ve Ahlaklısını severim diyen TÜRKİYE CUMHURİYETİ Kurucu Lideri Mustafa Kemal Atatürk ün adının unutturulması adına Spor Salonu ve Stadlarındaki adının kaldırılmasına gücü yetmeyenler, kurumları yıktılar, sattılar ve böylece Ali kardeşimizinde ifade ettiģi gibi küme düşürdüler ve hâla devam edilmektedir.Ancak ulusça Ulusal Egemenlik ve kalkınmamız için duyarlılıklarımızı artırmanın gerektiğine inanıyorum.Zira ULUSAL KALKINMASINI SAĞLAYAMAYAN ÜLKELER, KÜRESEL REFAHA KATKI VEREMEZLER önce her alanda ULUSAL KALKINMA!
    Sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      Veysel Abim, duyarlılığınız için çok teşekkürler….Saygılarımla…

  2. Nihat Yurdaer dedi ki:

    Sevgili Tansel abiciğim, her zamanki gibi harika bir yazı olmuş. Bir solukta okunuyor, emeğine, eline, yüreğine sağlık. Eskişehir Atatürk Stadyumu yıkılarak Yeni stadyum yapılacağı zaman Es Es Arena ismi gündeme gelmişti. O dönem Change.Org da imza kampanyası düzenleyerek 5800 imza toplamıştım. Ve o yeni stadyumun ismi Eskişehir Atatürk Stadyumu olarak kaldı. Her ne kadar trt spor ekranlarında ve sayfalarında Yeni Eskişehir stadyumu olarak yazılsa da, gerçekte adı ESKİŞEHİR ATATÜRK STADYUMU dur. Herhalde tabelalara yanlış yazacak değiller. Gerek kent belleğine sahip çıkmak, gerekse bu ülkeyi batıştan, yok olmaktan kurtarıp ileri uygarlık seviyesi kulvarına taşımış bulunan Yüce Önderimiz Gazi Mustafa Kemal’in anısına sahip çıkmak adına tüm şehirlerde benzer davranışı görmek sevindirici olurdu. Sonuç olarak devran yine döner, her şey yine değişir, ama Atamızın yüreğimizdeki yeri asla değişmez. Saygı ve selamlarımla…

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      Nihat Kardeşim…Eskişehirspor da maalesef hakettiği yerde degil… 1970’li yıllarda Eskişehirspor’un en iyi zamanlarına tanık olan birisi olarak… çok üzgünüm…

  3. Nermin Say dedi ki:

    Çok güzel bir yazı emeginize kaleminize ve yüreğinize sağlık Tansel Bey

  4. İdris SEVER dedi ki:

    Elinize, emeğinize sağlık. Selamlar, saygılar.

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      İdris Kardeşim, teşekkürler, saygılarımla…..