Yüzleşme…

Yüzleşme…
15.03.2019
A+
A-

Bu ülkenin solcuları, Türk milliyetçisi, üniversite öğrencisi Ertuğrul Dursun Önkuzu’yu önce ciğerlerine pompayla hava basıp, sonra okuduğu Öğretmen Okulu’nun üçüncü katından aşağı atarak öldürdü.

Bu ülkenin sağcıları, Ankara’nın Bahçelievler Mahallesi’nde Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 genci, boğarak ve kafalarına yakın mesafeden ateş ederek öldürdü.

Bu ülkenin dindarları, Sivas’ta Madımak Oteli’nde 33 aydın ve sanatçıyı yakarak öldürdü.

Bu ülkenin sıradan insanları, fırıncısı, bakkalı, dönemin iktidarını protesto ettiği gerekçesi ile Eskişehirde sokak ortasında, üniversite öğrencisi Ali İsmal Korkmaz’ı döverek öldürdü.

Bu ülkenin Başbakan’ı, Gezi olayları sırasında 16 yaşındaki oğlu polisin attığı gaz fişeği ile ölen bir anneyi, miting meydanındaki binlerce kişiye yuhalattı.

O miting meydanını dolduran bu ülkenin anneleri, sırf Başbakan istiyor diye 16 yaşındaki oğlu polisin attığı gaz fişeği ile ölen bir anneyi yuhaladı.

Bu ülkenin Feto’cu savcısı, hakimi, polisi, iktidar ile el ele verip kanser hastası Kuddusi Okkır’ı düzmece deliller ile son günlerine kadar sedyede kelepçeli olarak tuttu. Evinde ölmesi için tahliye edilip kelepçeler çıkarıldığında bileklerinin çılk yara olduğu görüldü.

Bu ülkenin Feto’cu olmayan savcısı, hakimi, gardiyanı Feto’cu olduğu iddiası ile göz altına alınan, SLE (sistemik lupus eritematozus) hastası öğretmen Halime Gülsu’nun düzenli olarak kullanması gereken ilaçlarını vermeyerek ölümüne sebep oldu.

Bu ülkenin dolmuş şoförü bir akşam dolmuşunda son müşteri olarak yalnız kalan bir genç kıza tecavüz edip öldürdü.

Bu ülkenin ak sakallı hacısı, bir bakkal dükanının tentesinde hiç birşeyden habersiz, güneşlenen kediyi bastonu ile vurup yere düşürdükten sonra, vurmaya devam ederek kaçamayacak derecede sakatlayıp can çekişir vaziyette bırakıp gitti.

Bu ülkenin gençleri, 5-6 kişi birlikte, bir bayana, erkek arkadaşının yanında sarkıntılık edip, olaya müdahale eden genci ölesiye dövdü.

Bu ülkenin savcısı, kız arkadaşını korumak isteyen genci öldüresiye döven bu zorba grubunu gözaltına dahi almayıp serbest bıraktı.

Bu ülkenin entellektüeli (!) Feto’nun kumpas davalarında haksız yere ikinci sefer gözaltına alınmasını hazmedemeyip intihar eden Ali Tatar için gazete köşesinde “Kurşuna kafa attı… Hesap vermeden nereye gidiyorsun?” diye yazabildi.

Bu ülkenin sokak serserisi, barış için gelinlik giyerek İtalya’dan yola çıkan ve otostop ile İsrail’e kadar gitmeyi planlayan ve Türkiye’ye kadar gelen İtalyan sanatçıya tecavüz edip öldürdü.

Acıları yarıştırmak için yazmadım bunları. Bunlar ilk anda aklıma gelenler ve daha çarpıcı örnekler ile uzatmak da mümkün.

Demem o ki; siyasi görüşümüzün, dünyaya bakış açımızın ne olduğu önemli değil. Biz bize benzeriz ve çocuklarımıza milliyetçi, devrimci veya dindar olmayı öğretmeden önce insan olmayı öğretmediğimiz sürece bu liste uzayıp gidecek…

YORUMLAR

  1. Gülay Kartal dedi ki:

    Bir zamanlar bir reklam vardı o aklıma geldi. “Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız” Diye. İnsanlık olmayınca hepsi aynı.
    Ağzına, kalemine sağlık arkadaşım.

  2. Ayşe dedi ki:

    Hastalık istemiyoruz

  3. Ayşe dedi ki:

    Ülkemize zarar veren bu durumu son verilsin

  4. Ayşe dedi ki:

    İptal