Zafer Partili Sevdagül Tunçer’den gençlere mesaj…
Kuruluşu kısa bir süre olmasına rağmen toplumun her kesiminde büyük ilgiyle karşılanan Zafer Partisi, parti politikalarını uygulaması ve kamuoyuna anlatması ile dikkati çekiyor. Genel Başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın bilhassa Suriyelilerle ilgili çıkışı ve Zafer Partisi olarak başlatılan imza kampanyası büyük ilgi görüyor.
Tüm yurtta teşkilatlanma çalışmalarını hızla sürdüren Zafer Partisi’nin genç nüfus ile ilgili politikaları da parti programında geniş olarak yer alıyor.
Zafer Partisi Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sevdagül Tunçer, Hidayet Sevinç’in sorularına içtenlikle cevap verirken, parti politikaları ve gençlerle ilgili düşüncelerini anlattı.
Hidayet Sevinç: sonhaber16.com özel röportajlarımızda konuğumuz, Zafer Partisi Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Sevdagül Tunçer.
Sayın Tunçer, sizi biraz tanıyalım. Av. Sevdagül Tunçer kimdir, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Av. Sevdagül Tunçer: 1992 yılında, Isparta’nın Yalvaç ilçesinde kamyoncu bir baba ile ev hanımı bir annenin 4. ve son çocuğu olarak dünyaya geldim. Evde ablamın ve abilerimin ders çalışmalarını izlerken, kitaplarını karıştırırken 4 yaşında kendi kendime okuma yazmayı, 4 işlemi yapmayı söktüğümde evdekilerin bundan haberi yoktu. Daha fazlasını öğrenmeye çok hevesliydim, ‘beni okula gönderin’ diye ağlamaya başladım. Annem “yaşıtlarıyla okusun, küçük kalır, ezilir belki” dediği için 7 yaşına kadar bekledik. Tabi sonra bu okul işi ne zaman bitecek diye ağladım, orası ayrı…
O yaşlarda müziğe de çok ilgiliydim. Pilli oyuncak bir org almışlardı, bir de evde blok flüt vardı. Duyduğum dinlediğim şarkıları nota bilmeden çalabiliyordum. Söylemeyi de çok seviyordum. “Büyüyünce şarkıcı olacağım” demeye başladım. Maalesef sanatçılık meslek olarak görülmediğinden, biraz da mevcut imkanlar dahilinde böyle uğraşlar lüks kaldığından “önce oku, mesleğini eline al, sonra şarkı da söylersin” dediler. Biz de okuduk.
Hala arada bir kendi kendime gitar çalar söylerim ama müzik kariyerim bu kadarla kaldı maalesef. Avukat olarak devam ediyorum hayata.
İlk ve orta öğrenimimi Yalvaç’ta 1’incilikle tamamladım. İlk senesi Afyon Fen Lisesi’nde sonraki 3 senesi Isparta Fen Lisesi’nde olmak üzere liseyi yatılı okudum. 14 yaşında evden ayrılarak yatılı okumanın, zor olmakla birlikte hayat yolunda insana çok mesafe kat ettirdiğine inanıyorum.
Sosyal bir çocuktum. Ülke meselelerine duyarlı oldum hep. Fen lisesinde okumama rağmen alan dışı olarak hukuk okumak istedim. Yine olsa yine isterdim.
2011 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine başladım. Mezun olduktan sonra, 70 barajını geçmenin zor olduğu hakim-savcılık yazılı sınavını 80 üstü puanlarla 3 kere kazandım. Mülakatlardan elendim. Liyakate değer vermeyenlerin torpil düzeninde mağdur olanlardan biriyim ben de. Sonrasında 3 yıla yakın Ankara’da avukatlık yaptım. Şimdi İstanbul’da mesleğime devam ediyorum. İstanbul sevgisi, kanınıza bir kere işledi mi atamıyorsunuz diyorum hep. Celladına aşık olmak gibi bir şey…
Hidayet Sevinç: Peki Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ ile yollarınız nasıl kesişti? Zafer Partisi kurucular kurulunda ve başkanlık divanında görev almanız nasıl gerçekleşti?
Av. Sevdagül Tunçer: Sayın Genel Başkanımızı ve ilkeli duruşunu yıllardır takip ediyordum. Ayyıldız Hareketi’nin içerisinde birebir tanışma fırsatımız oldu.
Yaklaşık 20 yıldır devam eden AKP iktidarında bu kadar haksızlık-hukuksuzluk yaşanıyorken muhalefetin seyirci kaldığını gören, hiç bir başarısızlığı üstlenmeyen siyasiler için koltuk sevgisinin vatan sevgisinden daha ağır bastığını düşünmeye başlayan gençlerin siyasete karşı güvenini ve umudunu yitirdiği malum. Ben de yitirmiştim. Bir gün Genel Başkanımız beni arayıp, “Ortalama insan ömrüne bakıldığında bugünün siyasi aktörlerinin bir çoğu ben de dahil olmak üzere, belki 20 yıl sonra hayatta olmayacak ama bu gelecek sizin ve çocuklarınızın. Biz siyaset yapmayacağız, ülkemiz ve milletimizin geleceği için var gücümüzle çalışacağız, var mısın Sevdagül?” dediğinde, hiç tereddüt etmedim. İlkelerinden ödün vermeyen, dürüst bir liderin yanında yol almak umudun ve inancın ateşleyicisi oluyor.
Varım derken görev tanımımı hiç sorgulamadım. Genel Başkanımız soruyu sorarken tanımı yapmıştı zaten… Her birimiz de parti içerisindeki görevlerimizde büyük bir özveriyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Dikkat ettiyseniz hep kadınların olmadığı programlarda kadına şiddet, gençlerin olmadığı programlarda gençlerin sorunları vs konuşulur. Konunun öznesine pek söz verilmez. Genel Başkanımız ise beni Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görevlendirdi. Ben 29 yaşındayım. Anadolu’dan gelmiş, çalışmaktan başka bir şey bilmemiş bir genç olarak Türkiye’de gençler hangi sorunları yaşıyorsa, hangi güçlüklerle karşılaşıyorsa, hangi mücadeleleri veriyorsa, aynılarını ben de veriyorum, yaşıyorum. Başkanlık Divanında gençlerin sesi olacağım ve partimizin gençlere yönelik çözümleyici ve yapıcı politikalar geliştirmesi için var gücümle çalışacağım.
Hidayet Sevinç: Katıldığınız bütün parti faaliyetlerinde Sayın Ümit Özdağ’ın hemen yanı başında oturduğunuzu veya yürüdüğünüzü gözlemledim. Bu Zafer Partisi’nin gençliğe verdiği önemi ortaya koyuyor diye düşünüyorum. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Av. Sevdagül Tunçer: Aslında sağında veya solunda görünmemden ziyade Sayın Genel Başkanımızın gençlerin fikirlerinin başkanlık divanında bizzat yer almasını istemesi ve buna fırsat yaratması, çıktığımız bu yolun temeline gençlerin enerjisini ve heyecanını koyması bahsettiğiniz bu hususun gerçekliğini ortaya koyuyor. Örgütlenmemiz diğer partilere nazaran çok genç ve dinamik durumda. Yardımcılarımla beraber, Gençlik Politikaları Başkanlığının yaş ortalaması 26… Planladığımız gençlik politikalarıyla gençlerimize daha doğrusu dostlarımıza, kardeşlerimize ses olma, çözüm sunma ve kendimizi anlatma niyetindeyiz. Zira şu anda gençlik politikaları üretme konusunda Türk siyasetinde bir tıkanma olduğu herkesin malumu. Üreteceğimiz gerçekçi politikalarla Zafer Partisi olarak gençlerimizi çözümsüzlük silsilesinden kurtaracağız.
Hidayet Sevinç: Zafer Partisi tüzüğünde gençlik ve kadın kolları oluşumlarına yer verilmemiş. Açıkçası seçilme yaşı 18’e indirildiğinden beri siyasi partilerdeki gençlik kollarına ihtiyaç kalmadığını düşünüyorum. Milletvekili adayı, belediye başkanı adayı ve belediye meclis üyesi adayı olabilen 18 yaşındaki bir genç neden ana kademe yerine gençlik kollarında siyaset yapsın ki?
Siz Zafer Partisi bünyesinde nasıl bir gençlik yapılanması planlıyorsunuz?
Av. Sevdagül Tunçer: Evet, belirttiğiniz gibi günümüz siyasetinde gençlerin – yaşlarından ötürü – hiyerarşik olarak alt kategoride bulunan farklı bir yapılanmaya tabi tutulmaları onların siyasete doğrudan katılımı için aşılması gereken bir kademe gibi algılanmasından ve uygulanmasından sebeple psikolojik bir engel de teşkil ediyor. Biz genç – yaşlı ayrımı yapmaksızın gençlerin karar verme mekanizmasında kendisinden yaşça büyük insanlarla aynı imkanı bulmalarını istiyor ve hedefliyoruz. Sadece vitrinde değil, partimizin faaliyet gösterdiği her alanda gençlerimizin öncü konumda olmasını istiyoruz.
Hidayet Sevinç: Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, bir yıl önce izlediğim YouTube yayınında çok çarpıcı bir araştırma sonucu paylaştı. Buna göre henüz 18 yaşını doldurmamış fakat 2023’te oy kullanacak yaşa gelecek gençleri de katarak yaptığı bir araştırmada, ankete katılan gençlerin %50’den fazlasının Türkiye’nin sorunlarının mevcut siyasi liderler tarafından çözülemeyeceğine inandığını söyledi.
2023’te seçimler zamanında yapılırsa ilk kez oy kullanacak 7 milyon civarı seçmen olduğu söyleniyor, ülkemizde gerçekleşen son seçim olan 31 Mart 2019 yerel seçimlerini baz alacak olursak toplam seçmen sayısı 57 milyon civarında, 7 milyon ilk kez oy kullanacak seçmen dediğimiz zaman bu toplam seçmene oranla %12’den fazlasına tekabül ediyor. Bu çok ciddi bir oran. Zafer Partisi ilk kez oy kullanacaklar da dahil olmak üzere gençleri sandığa götürmek ve Zafer Partisi ile onun ilan edeceği/destekleyeceği Cumhurbaşkanı adayına oy vermesini sağlamak için ne gibi politikalar oluşturacak? Diğer partilerden, Sayın Özdağ’ın deyimiyle “sarı muhalefetten” nasıl farklılaşacaksınız?
Av. Sevdagül Tunçer: Sorunları ve kaygıları çığ gibi büyüyen biz gençler son 20 yıldır iktidarıyla muhalefetiyle siyaset arenasında aynı aktörleri gördük. Yıllardır kimse, hiçbir olumsuz vakıanın sorumluluğunu üstlenmiyor ve bulunduğu konumda sabit kalıyor olmaktan rahatsız olmak yerine herkes o konumda kalabilmeyi önceliyor ve önemsiyorsa burada iktidarla birlikte muhalefet de suçlu ve sorumludur. Gençlerin mevcut siyasilere güvenini yitirmesi çok normal. Geldiğimiz bu noktada pek çoğumuz işsizlikle boğuşup gelecek kaygısı yaşarken, siyasilerce verilen bedavacı vaatler gerçeklikten ve sorunlara kalıcı çözüm getirmekten çok uzak olduklarını gösteriyor zaten. Bizler kendi refahımızı sağlayabilmeyi istiyoruz. Eşitlik, adalet, özgürlük istiyoruz.
Sayın Genel Başkanımız ise çok uzun yıllardır siyasetin içerisinde yer almasının yanında aynı zamanda Siyasal Bilimler Profesörü. Ve ilk defa bir parti genel başkanı olarak iktidara talip. Onun tecrübesi yetki ile buluşunca ortaya memleketimiz için çok güzel işler çıkacak. Burada şu detayı yakalamanızı isterim, biz muhalefete değil iktidara talibiz.
Genel Başkanımız ile birlikte kadromuzda, tecrübeleri çok değerli olan isimlerin yanı sıra ilk defa siyaset içerisinde aktif rol alan pek çok isim de mevcut. Ve bu isimlere “artık bir şeyler yapmanın, elini taşın altına koymanın zamanı geldi” dedirten yine mevcut aktörlere olan güvenin yitirilmesi. O yüzden bu hissiyatı taşıyan herkes ve her genç kaybettiği umudu Zafer Partisi’nde yeniden bulacak.
Hidayet Sevinç: Türkiye’de yandaş basın deyince aklıma sadece iktidar yanlısı medya gelmiyor, muhalefetin de sahip olduğu kendi yandaş basını mevcut. Hal böyle olunca partiniz ve Ümit Özdağ’a uygulanan bir karartma, haberlerini görmeme durumu söz konusu. Bu karartmayı aşabilecek misiniz? Hem parti, hem de bireysel olarak sosyal medyayı aktif olarak kullandığınıza şahit olduk. Size de bu röportaj teklifini sosyal medya üzerinden yapmıştım. Sosyal medyayı denetim altına almak adına planlanan düzenlemeler hakkında önce bir genç sonra bir hukukçu olarak görüşlerinizi paylaşabilir misiniz? Üniversite sınavını kazanamayan arkadaşlar üzülmesinler, ülkenin Cumhurbaşkanına da ihtiyacı var dediğiniz ve parti resmi hesaplarından yayınlanan ironi içeren bir videonuzu hatırlıyorum. Bu videoya gelen olumlu, olumsuz tepkileri bizimle paylaşır mısınız? Viral video içerikleri ile sosyal medyada ilgi çekmeyi düşünüyor musunuz?
Av. Sevdagül Tunçer: Maalesef ki mevcut iktidar tarihinde “havuz medyası” diye bir tabir literatüre girmiş bulunmakta ve günümüz Türkiye’sinde özgür basın yok denecek kadar az. Sosyal medyayı denetim altına alma çabası özgürlüklere düşman olmaktan ve otoriterleşmekten kaynaklanıyor. “Twitter mivitır hepsinin kökünü kazıyacağız. Uluslararası camia şunu der, hiç beni ilgilendirmiyor” denilerek yasaklar uygulandı bu ülkede ve bunu yaparken uluslararası hukuka aykırı olduğunun da farkında olunduğu itiraf edildi. Youtube kapatıldı, wikipedia kapatıldı. İfade hürriyeti ve sansür yasağı yok sayıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ifade hürriyeti ihlalinden en çok mahkumiyet alan ülke Türkiye. Buna rağmen hala sosyal medyayı dizayn etme çabası içerisindeler ancak sosyal medyanın gücü artık tüm dünyada herkes tarafından kabul edilen bir gerçeklik. Türkiye mevcut teknolojik gelişmeler karşısında çağın gerisinde kalmamalı. Özgürlüklere saygılı olmalı. Biz de karartmayı aşmada ve gençlere projelerimizi iletmede sosyal medya olanaklarından yararlanmamız gerektiğini biliyoruz. Ve bu sorumluluğumuzu keyifle yerine getiriyoruz.
Hidayet Sevinç: Gelelim Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacılar ve kaçaklar meselesine. Bu konu hakkındaki parti politikalarını Sayın Özdağ en doğru ve anlaşılır bir şekilde anlatıyor, gençlerin gözünden “Stratejik Göç Mühendisliği” hakkındaki görüşlerinizi okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Av. Sevdagül Tunçer: Ülkemizin kasıtlı olarak maruz bırakıldığı sığınmacı istilasının gelecekte en çok etkileyeceği kitle şu anda “genç” diye adlandırdığımız kitle. Çünkü gelecekte sığınmacıların çoğalmasıyla birlikte doğacak olan demografik ve kültürel krizin muhatabı bu kitle olacak. Gençlerimize iç çatışmaya müsait bir toplum yapısı miras bırakmamak için bu konunun önemini her platformda vurguluyoruz. Gelecekten ziyade bugünümüzde de sığınmacı işgalinin etkisini pek çok yerde hissediyoruz ancak bu olumsuz değişimleri örtülü istila ile ilişkilendirmiyoruz. Ev kiralarının, adli vakaların, işsizliğin artmasından, hastanelerde beklediğimiz sıraya, ekonomik çöküşe ve hatta toplum içerisinde özellikle çocuklarda ortaya çıkan coğrafi karakterli yeni hastalıklara kadar bir çok sorunun bu örtülü işgal ile çok yakın ilgisi var. Sığınmacılar kendi ülkelerinde yaşamını sürdürebilecekken Türkiye’deki imkanlardan dolayı burada kalma istekleri keyfiyetle açıklanabilecek bir durumdur. Türk gençlerinin ülkenin mevcut kaynaklarından bu keyfiyet nedeniyle mahrum kalması ve mevcut sorunlarına yenilerinin eklenmesi kabul edilemez. Gençlerimiz bu durumun farkında ve sığınmacıların ülkelerine dönmelerini istiyorlar. Bu toplumsal farkındalığın sesi olmaya devam edeceğiz. Ayrıca bu haklı tepki sadece ülkemizde ortaya çıkmadı. Danimarka’da sığınmacıların ülkelerine dönmesi için 50 bin imza toplandı. Tüm dünyada buna benzer tepkiler gündeme gelmektedir. Ve en çok tepki göstermesi gereken ülke biziz. Çünkü biz sığınmacı sayısı konusunda diğer ülkelerle kıyaslanamayacak ölçüde bir göç mühendisliğine maruz bırakıldık. Zafer Partisi sığınmacıların tamamını ülkelerine geri gönderecek.
Hidayet Sevinç: Geçtiğimiz haftalarda TÜGVA yöneticileri hakkında bir suç duyurusunda bulundunuz. 3 kez yüksek puan aldığınız hakimlik sınav sonucunuza rağmen mülakatta elenen genç bir hakim adayı olarak bu suç duyurusunu yapmak Zafer Partisi’ndeki avukat yöneticiler arasında en çok sizin hakkınızdı diye düşünüyorum, TÜGVA özelinde AK Parti iktidarının liyakatli kadrolarla çalışmak yerine devlet kadrolarına nepotizmle atama yapması hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? FETÖ/PDY terör örgütü, Türk devletini neredeyse tümden ele geçirecekti, hala da tam olarak devletten temizleyebilmiş değiller, bundan hiç mi ders almamışlar? Zafer Partisi iktidarında doğru işe doğru kadroların atanacağının yani liyakatin önceleneceğinin bir başka deyişle meritokrasinin hakim olacağının müjdesini verebilir misiniz bizlere?
Av. Sevdagül Tunçer: Elbetteki bu kayırmacılığın kabul edilebilir bir tarafı yok. Liyakat esası bir binanın taşıyıcı kolonları gibidir. Siz liyakat esasını hiçe sayarsanız devletin işleyiş mekanizması da çöker, vatandaşlar da altında kalır. Bugün gençlerin bir çoğu bu kayırmacılığın mağduru olmuş durumda. Yıllarca çalışarak bir şeyleri kazanacağına, başaracağına inanan bu gençler büyük bir hayal kırıklığıyla karşı karşıya. Bir çoğunun umudu kalmamış.
Bakın geçtiğimiz günlerde ataması yapılmayan Fedai Öğretmen mezarlıkta elektrik trafosu boyarken hayatını kaybetti. Gençler iş beğenmiyor diyenler bu yaşanandan utanmalı, ders almalı. Gençler iş beğenmiyor değil gençler işini yapamıyorlar ki. Fedai Altun, beden eğitimi öğretmeni olarak işinin başında olsaydı şu an hayatta olacaktı.
TÜGVA hakkında yaptığımız suç duyurusundan sonra bana onlarca gençten mesaj geldi. Hukuka da inancımız kalmadı ama en azından bizim için mücadele eden birileri var diyorlar. Teşekkür ediyorlar. Sesimiz oldunuz diyorlar, dertlerini anlatıyorlar. Hepsine dediğim gibi burada da tekrar edeyim. Artık Zafer Partisi var ve gençlerin hakkını yiyenler en önce karşılarında bizi bulacak. Bu torpil düzenini yıkacağız. Bunu hep beraber yapacağız.
Hidayet Sevinç: Son olarak ilave etmek istediğiniz hususlar varsa sizi dinliyoruz.
Av. Sevdagül Tunçer: Buradan genç kardeşlerimize söylemek istiyorum. Sizler değerlisiniz, emekleriniz çok değerli ve yalnız değilsiniz. Enerjinizin ve gücünüzün farkında olun. Ümitsizliğe kapılmayın. “En karanlık gece bile sona erer ve güneş tekrar doğar. İnsan genç oldu mu geceden doğan gün zaferle doludur.”
Son olarak da milletimizin her bir ferdinin sırtında yük olan ve Türkiye’nin demografik yapısını bozmaya başlayan bu örtülü işgale dur demek isteyen herkesi vatanına sahip çıkmaya, zaferpartisi.org.tr adresindeki imza kampanyasına destek olmaya davet ediyorum.
Hidayet Sevinç: Sizin gibi genç ve idealist bir siyasetçiyle tanıştığım için çok memnun oldum. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizi gençlere emanet ederek ne kadar da doğru bir iş yapmış. Çocuklarımın ve ülkemin geleceği için bir kez daha umutlandım. O Mustafa Kemal Atatürk ki hiç yanılmadı, “Benim naciz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” demişti.