Zafer Partili Yaman’dan iktidara ‘rekolte’ tepkisi
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aslan Yaman, yıllardır buğday hasadında üst seviye üretim yapan Türkiye’nin 2021 yılı üretiminde büyük düşüş yaşandığını belirterek, ”yıllardır 20-21 milyon ton olan buğday üretimi 13 milyon tona geriledi” dedi.
Buğday hasadında üretimin gerilemesinin esas nedeninin iktidarın yanlış tarım politikaları olduğunu vurgulayan Zafer Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aslan Yaman, ”Bu gerilemenin temel nedeni hükümetin ekimden teşvik sistemine, gübre temininden çiftçinin kullandığı mazota kadar baştan sona uyguladığı yanlış tarım politikalarıdır.” ifadesini kullandı.
Dr. Aslan Yaman şunları söyledi:
”Ülkemizde uzun yıllar ortalama 20-21 milyon ton buğday hasadı yapılabilirken 2021 yılı buğday rekoltesi serbest düşüşe geçerek 13 milyon tona gerilemiştir. Bu gerilemenin temel iki nedeninden birisi kuru tarımın can damarını oluşturan kar ve kırkikindi yağmurlarının yağmaması nedeniyle geçirilen kurak sezon oluştururken, diğer nedeni hükümetin ekimden teşvik sistemine, gübre temininden çiftçinin kullandığı mazota kadar baştan sona uyguladığı yanlış tarım politikalarıdır. Kurak bir sezon yaşanacağı ve çok düşük bir rekolte ile sezonunun kapatılacağı kış aylarından itibaren belli olmuşken hükümet ekim alanlarını genişletip bu stratejik ürünün miktarının çoğaltılmasını sağlayacak bir tarım politikası uygulamak yerine yanlış politikalarını devam ettirmiştir.”
Ekonomi ve tarımda yaşanan bu gerçekleri iktidarın görmezden geldiğini ifade eden Dr. Aslan Yaman, hükümetin kritik stok seviyesini korumak için uluslararası piyasalardan buğday temin etmek için hızla alıcı olarak ihale açmak yerine Çin’in alıcı olarak piyasaya girmesini ve adeta uzun süredir aynı düzeyde seyreden uluslararası piyasalardaki fiyatların iki katına çıkmasını beklediğini söyledi.
Dr. Yaman açıklamasında şöyle konuştu:
”TMO’nun açtığı ihalelere katılanların verdiği tekliflerde TMO’nun çiftçilerimizden satın aldığı buğday fiyatlarının iki mislini aşan tekliflerle karşılaşınca, bu kez de kamuoyu baskısından korkarak birçok ihaleyi iptal etmek zorunda kalmıştır.
Sonuç; ülkedeki temel besin kaynaklarından biri olan ekmeğin fırıncılar tarafından üretilemeyip fırınların kapanmaya başlamasıyla da bu esnaf grubunun hükümet tarafından fırsatçılıktan teröristliğe kadar çeşitli suçlarla suçlanmasıdır.
Ülkemizin pek çok yerinde 200 gram ekmek 2 TL’ye satılmaktadır. Bu durumda fırıncıların terörist veya fırsatçı olup olmadığını anlamak için günde 2000 ekmek çıkaran ve bir çuval unu 320 TL’ye alan bir fırının bu haftaki standart maliyetine tüm detayları ile bakalım.
Un | 1,28 |
Personel | 0,42 |
Maya | 0,08 |
Kira | 0,17 |
SGK | 0,25 |
Ambalaj | 0,06 |
Yakıt | 0,1 |
Elektrik | 0,1 |
Su | 0,02 |
Diğer Sabit G. | 0,25 |
Toplam | 2,73 |
Bu hesaplardan da görüleceği üzere fırıncıların 2,73 TL’ye mal ettikleri ekmeği 2 TL’ye satması ve işlerini sürdürmesi beklenemez.
Hükümetin, her zaman olduğu gibi, basiret ve beceriksizliğini bir esnaf grubunu suçlayarak sorumluluktan kurtulma çabası içine girdiği açıktır. Her türlü kararı alırken kimseye danışma ihtiyacı duymayan tek adama dayalı saray rejiminin ülkeyi getirdiği, savaş dönemlerinde görülebilecek, açlık ve kıtlık seviyesini Yüce Türk Milletinin izan ve bilgisine sunarım.”