Zengin toprakların yoksul çocuklarıyız biz…

14.12.2020
A+
A-

Yokluk ve yoksunluk içindeyken bile yüreğindeki vatan aşkıyla birlik olup Kurtuluş Savaşında düşmanı topraklarımızdan kovan, ülkeyi yoktan var eden ataları olan bizler; kendi kendimize yetebilecek kadar zengin topraklarımızda yoksulluk içinde yaşıyoruz. Yetmezmiş gibi bir de üstüne her gün başka bir biçimde halkıyla dalga geçen bir hükümet tarafından yönetiliyoruz.

***

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sn. Zehra Zümrüt Selçuk, “Aşırı yoksulluk bu ülkede yok artık. Aşırı yoksulluğu sıfırladık. Asgari ücretlinin satın alım gücü Avrupa’yı geçti. Türkiye’de yoksulluk sorunu yok.” dedi. Bu cümleleri bütçe görüşmelerinde ve tesadüfe bakın ki hükümetin 2021 için “Asgari Ücret” teklifini açıklamasından önce söyledi. Teklif edilecek olan 2021 “Asgari Ücret”ini siz düşünün artık!..

***

Rabbim Kuranı Kerim’de bizlere, “Gerçeği konuş”, “Dürüst konuş” ve “Yalansız konuş” demektedir.

Rahatınız bozulmasın diye dürüst olmaktan, doğruları söylemekten neden vazgeçtiniz!

Dik durmak, sürekli eğilmeye alışanlar için çok zordur. Neden eğilmeyi seçtiniz!

***

Gerçi Turkcell yönetim kurulunda ve eski bakan olan babanız Atilla Koç’un 120.000 liradan fazla maaş aldığını, sarayın Bilgi Teknolojileri Başkanı olan kardeşiniz Ali Taha Koç’un iki maaşı aldığını ve sizin de bildiğimiz kadarıyla bir bakan maaşınız olduğunu düşünürsek küçüklüğünüzden bu yana ki hayat şartları dolayısıyla bu cümleleri sarf etmeniz normal gibi görünüyor.

***

Oysa AKP Genel Başkanı Sn. Erdoğan, “Benim vatandaşım çöpten rızık topluyorsa, pazarlardan atık topluyorsa, meydanlar “açız” diye bağırıyorsa, ev kirasını elektriği suyu ödeyemiyorsa, %50’si yoksulluk sınırının altındaysa ülkeyi bu hale şimdiki hükümet getirmiştir.” diyerek muhalefet ediyordu iktidar olmak için aday olduğunda o zamanlar özgür olan basında.

***

Unutmuşsunuz sanırım ama size bazı konuları hatırlatmak isterim:

Çalışan nüfusun yaklaşık %60’ı asgari ücrete talim ediyor,

Açlık sınırı 2.516 TL,

Yoksulluk sınırı 7.973 TL,

20 milyondan fazla issiz var,

Emekliler 1.500 TL ile yaşamaya çalışıyor,

23 milyon icra dosyası var,

Samsun’da önceki gün bir eline iş, bir eline de aş yazarak bir vatandaşımız kendini astı,

Anne babalar vardiya yemeğinde çıkan meyveyi çocuklarına götürüyor,

Bir baba çocuklarım aç deyip kendini yaktı,

Bir baba oğluna pantolon alamadığı için intihar etti,

Bir baba yiyecek ekmek bulamadığı için eşini ve çocuklarını zehirleyip intihar etti,

Bir koca karısına pazar parası veremediği için intihar etti,

Bir anne üşüyen çocukları için saç kurutma makinesini açıp diğer odada kendini astı,

Askıda ekmek sizin döneminizde oldu,

“Türkiye’de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu”na göre; ekonomik kriz 1 milyondan fazla yeni işsiz yarattı, en zengin ile en yoksul arasındaki gelir eşitsizliği 8,7 katı buldu, nüfusun %32’si beslenme %19’u ısınma ihtiyacını karşılayamadı,

Çocuklar çöplerden doyuyor, uyuyor,

Evlerinde TV olmayan çocuklar mendil sattıkları işlerine ara verip mağaza camlarından çizgi film izliyor bu ilkede.

8 milyon yoksul aileye 10 ay için 1.000’er TL yardım verdiğinizi neredeyse her konuşmanızda övünerek siz tekrarlayıp duruyorsunuz.

***

Yoksulluk, toplumu maddi ve manevi olarak etkileyen üç önemli problemden biri. Yoksullukla mücadele etmek için yolsuzlukla mücadele edilmesi gerekiyor. Yolsuzlukla mücadele etmek için doğru yasakların, yasaların uygulamaya konması gerekiyor. Fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olduğu yönetimlerde yoksulluğun artması kaçınılmaz. Ekonomik durgunluk ve düşüşler, düşük ücret, işsizlik, adaletsiz gelir dağılımı, yolsuzluk sorunlarına çözüm bulunmalı ve eğitim sistemi iyileştirilmeli. Yoksulların lehine bir büyüme istihdamı yaratarak, eşitsizlikleri azaltan, yoksulların gelirlerini artıran, kayıt dışı işgücüne ve özellikle kadınlara yeni ve ilave gelir elde etme olanakları sağlayan program ve politikalar uygulamaya konmalı. Hiç kimse yatağa aç girmemeli bu ülkede. Sizin göreviniz bunları yapmak, rahatınız bozulmasın diye doğrulardan vazgeçmek değil!..

***

Zengin ile yoksul arasındaki uçurum gittikçe büyüyor. İstediğiniz bütün insanların yoksul, bütün insanların dilenci olması mı? Tam da 2021 “Asgari Ücret” teklifi öncesi; “Asgari Ücret” zam oranını düşük tutabilmek için yapmayın bunu, eğilmeyin. Bu ülkede “Yoksulluk” var Sn. Selçuk. Bu ülkede elini cebine attığında cebi boş olan, elini cebinden çıkardığında elini tutacak bir devletinin olmadığını gören milyonlarca vatandaş var. Sizden istenen çalışıp, görevinizi layıkıyla yerine getirmeniz. Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim: Halkla dalga geçmeyin, bedeli ağır olur!

***

Açlık ve yoksulluk sınırı altındaki asgari ücret, emeğin sömürülmesidir. Halk “Yoksulluk”dan ölmek istemiyor, insanca yaşamak istiyor, emeği sömürülmesin istiyor. Genci, kadını, erkeği, emeklisi fark etmeksizin işsizliğin ürkütücü boyutlarda olduğu, açlık sınırının altındaki asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği bu pandemi sürecinde asgari değil, insanca ücret istiyor. Adil paylaşım istiyor.

***

Ah benim, umut ekip yoksulluk biçilen halkım. Seni böyle görmek gücüme gidiyor..

“Halkıyla dalga geçen, onu yoksulluk içerisinde yaşamaya mahkum kılan bir hükümet: Bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şeydir.” evet. Ama sen umudunu kaybetme. Eğilmek nedir bilmeyip dimdik ayakta duran, rahatı bozulmasın diye doğruları söylemekten vazgeçmeyen, derdi vatan, derdi halkın sağlıklı, huzurlu ve ekonomik refah seviyesinde yaşaması olan ben ve benim gibi vatan evlatları hala var bu ülkede. Yoksulluk kader değil, seçim. Yeniden iktidar koltuklarında olmayı talep ettiklerinde halkla nasıl dalga geçilirmiş göstermek senin elinde!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.